Biyomedikal teknolojiler alanında dikkat çeken girişimlerden HistoSonics, invazifsiz kanser tedavisi platformunu küresel ölçekte genişletmek amacıyla 250 milyon dolar yatırım topladığını duyurdu.

Yeni yatırım turuna, daha önce şirkete ortak olan yatırımcıların yanı sıra Bezos Expeditions, Thiel Bio, Founders Fund, Wellington Management ve K5 Global gibi önemli fonlar katıldı. Bu gelişmeyle birlikte HistoSonics’in toplam şirket değeri 2,25 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Histotripsy Teknolojisi: Ses Dalgalarıyla Tümör Ablasyonu

HistoSonics’in geliştirdiği Edison sistemi, yüksek yoğunluklu odaklanmış ses dalgaları kullanarak dokuyu mikrobubble (mikro kabarcık) kavitasyonu yoluyla parçalayan histotripsy teknolojisine dayanıyor. Bu yöntem, ısı veya radyasyon kullanılmadan, tamamen mekanik etkiyle tümör dokusunun sıvılaştırılmasını sağlıyor.

Sistem, iki yıl önce ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından de novo onay alarak karaciğer kanseri tedavisinde kullanılabilir hale gelmişti. Johnson & Johnson Innovation desteğiyle geliştirilen Edison platformu, cerrahi veya termal ablasyon yöntemlerine biyofiziksel olarak güvenli bir alternatif sunuyor.

Yeni Klinik Endikasyonlar: Böbrek, Pankreas ve Prostat

Şirket, yeni yatırımı;

böbrek kanseri için tamamlanan klinik çalışmaları,

pankreas kanseri ve iyi huylu prostat büyümesi (BPH) için devam eden araştırmaları

genişletmek amacıyla kullanacak.

Ayrıca HistoSonics, teknolojisini ABD dışındaki pazarlara taşımayı ve Edison sistemini çoklu organ endikasyonlarında konumlandırmayı hedefliyor.

Cerrahisiz Gelecek: Hassas, Güvenli, Gerçek Zamanlı

Histotripsy, cerrahi kesi veya termal enerji kullanmadan doku seçici ablasyon yapılmasına olanak tanıyan ilk invazifsiz tedavi yöntemlerinden biri olarak görülüyor. Gerçek zamanlı ultrason görüntüleme ile yönlendirilen sistem, tedavi sırasında dokunun geri bildirimiyle çalışarak hedef dışı hasar riskini minimuma indiriyor.

Bu gelişme, biyomedikal camiası açısından yalnızca onkolojik tedavilerde değil, görüntüleme destekli terapötik ultrason uygulamaları için de önemli bir paradigma değişimi olarak değerlendiriliyor.