İş Sağlığı Ve Güvenliğine Klinik Mühendislik Açısından Bakış

Hastaneler, biyolojik risklerin en yoğun yaşandığı yerlerden biridir.
BA
BiyoBoard Admin
1 Eki 2025 ∙ Yönetici

Günümüz sağlık dünyasında teknolojinin ve tıbbi cihazların hızla gelişmesi, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve etkinliğini arttırırken, beraberinde yeni iş sağlığı ve güvenliği sorumluluklarını da getiriyor. Bu noktada, klinik mühendislik disiplininin rolü hiç olmadığı kadar kritik hale geliyor. Klinik mühendisler, tıbbi cihazların tasarımı, onarımı, bakımı, kalibrasyon ve güvenliğinden etkin kullanımına kadar geniş bir yelpazede sorumluluk alarak hem sağlık çalışanlarının hem de hastaların güvenliğini sağlama görevini üstleniyorlar. Biyolojik riskler, radyasyon riski kimyasal maddelerle temas ve ergonomik sorunlar gibi pek çok faktör, biyomedikal çalışanlarının günlük olarak karşılaştığı riskler arasında yer alıyor. En ufak bir ihmalin ciddi sonuçlara yol açabileceğini unutuluyor.

Elektriksel Tehlikeler:

Tıbbi cihazların neredeyse tamamı elektrikle çalıştığından dolayı cihazlara müdahale ederken dikkat edilmesi gerekenler şunlardır: yalıtkan eldiven kullanmak, topraklamaların düzgün yapıldığını kontrol etmek, güç kablolarının izolasyonunu incelemek ve sıvı teması olan cihazların elektrik bağlantısını kesip kurumasını beklemektir. Çünkü sıvı, kısa devreye neden olabileceği gibi iletim yoluyla çarpılmaya da neden olabilmektedir.


Yangın ve Gaz Sızıntısı Riski:

Tıbbi cihazlarda kısa devre veya sıvı teması nedeniyle yangın çıkma riski her zaman mevcuttur. Birçok tıbbi cihazın akü veya pil destekli olması bu riski arttırmaktadır. Laboratuvarlarda bulunan yanıcı kimyasallar, oksijen tüpleri, tüp depolama alanları ve merkezi gaz sistemleri de yangın riskini yükseltir ve bu alanlarda çıkabilecek yangınlar patlamalarla şiddetlenerek hastane geneline yayılabilir. Hastaneler de kullanılan anestezik gazlar ve diğer tıbbi gazlar, sızıntı durumunda hem yangın hem de zehirlenme riskini barındırır.


Biyolojik Risk:

Hastaneler, biyolojik risklerin en yoğun yaşandığı yerlerden biridir. Tıbbi cihazlar kan ve vücut sıvılarıyla doğrudan temas ettiği için, yüzeysel temizlik riskleri tamamen ortadan kaldıramıyor. Bu yüzden, cihazlara müdahale ederken eldiven kullanmak bir tercihten ziyade zorunluluk olmalıdır. İğne batmaları ve kesici alet yaralanmaları, sağlık çalışanları arasında yaygındır ve HIV, hepatit B ve hepatit C gibi enfeksiyonların bulaşmasına neden olabilir. Yoğun bakımlardaki izolasyon odalarına girmekten kaçınılmalı ve gerekli koruyucu ekipmanlar giyilmelidir.


Kimyasal Risk:

Cihazların temizlik işlemlerinde ve solüsyon kullanılan cihazlardaki kimyasalların teması veya solunması riski mevcuttur, korunmak için uzun eldiven ve maske kullanımı gereklidir. Kimyasalların kullanımının sık olduğu yerler iyi havalandırılması gereklidir.


Manyetik Alan Riski:

Bazı tıbbi cihazlar, özellikle MRI ve radyofrekans cihazları, güçlü manyetik alanlar oluşturur. Bu alanlar, implantla (örneğin, kalp pilleri) sahip hastalar ve çalışanlar için risk oluşturabilir. Uyarı işaretlerinin uygun yerlere yerleştirilmesi ve güvenlik protokollerinin uygulanması önemlidir.

Radyasyon Risk:

Radyoloji, nükleer tıp ve radyoterapi birimlerinde çalışanlar, iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalma riski altındadır. Örneğin mobil röntgen dedektör kalibrasyonları çokça otomatik atış yapılarak kalibre edilmektedir bu gibi radyasyon riski durumlarında kurşun önlük, tiroit koruyucu kullanarak bu maruziyeti en aza indirmek mümkündür. Ayrıca, radyasyon kaynaklarıyla çalışırken uzaklık, zaman ve kurşun kalkan prensiplerine dikkat etmek esastır.

Gürültü Kirliliği:

Hastane bulunan otoklav gibi sesli çalışan cihazlara müdahale edilirken kulaklık kullanımı gereklidir, ayrıca yoğun bakım ve acilde bulunan cihazlar düşük desibelde bile olsa birbirine karışan alarmlardan dolayı gürültü kirliliği yaratmaktadır. Cihazlarda bulunan alarmlar kapatılmamalı ses seviyeleri cihaz kullanıcılarına göre ayarlanmalıdır.


Ergonomik Risk:

Hastaneler çeşitli büyüklük ve ağırlıklara sahip bir çok cihaz bulunmaktadır. Hastane kurulumu ve kurum içi bölüm taşınma işlemlerinde, görüntüleme gibi cihazların montaj ve demontajında aktif şekilde görev alınmaktadır. Cihazların taşınmasından önceden planlama ve geçiş güzergâhlarını planlamak mümkün olduğunda ağırlıkları taşıyıcı aletlerle götürmek önemlidir.


Elektronik Veri Güvenliği Riski:

Hastanelerde kullanılan dijital sistemler ve elektronik sağlık kayıtları, siber saldırılara ve veri sızıntılarıyla karşı karşıyadır. Cihaz veya sistemlerin kullanıcı ve servis şifrelerinin kullanıcı dışında kimse ile paylaşılmaması ve basit parolalar seçilmemesi önemlidir. Güçlü şifreleme yöntemlerinin kullanılması, düzenli sistem güncellemeleri ve çalışanların siber güvenlik konusunda eğitilmesi, bu riskleri en aza indirir.

Psikososyal Risk:

Hastane ortamı, yüksek düzeyde stres, iş yükü ve duygusal tükenmişlik gibi psikososyal riskleri beraberinde getirir. Klinik mühendislik yönetimi özellikle arızaların çözüm sürecinde bölüm ve yönetim tarafından baskı altında kalabilmektedir. Bakılan bölümlere göre değişiklik göstermekle beraber bazı arızalar çok acil müdahale edilmesi ve çözüme kavuşturulması gereklidir, psikolojik destek hizmetlerinin sağlanması, iş rotasyonlarının uygulanması ve çalışanların ara verme imkânlarının arttırılması, bu riskleri yönetmede etkilidir.


Sonuç:

Klinik mühendislerin hem teknik yetkinliklerini hem de güvenlik konusundaki farkındalıklarını sürekli olarak geliştirmeleri gerekmektedir. Güvenli bir çalışma ortamının oluşturulmasının sadece yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Kurumlar ve bireyler olarak iş sağlığı ve güvenliği kültürünü yaygınlaştırmak, eğitim programlarına aktif şekilde katılım sağlamak ve risk değerlendirmelerini düzenli olarak gerçekleştirmek gereklidir


Yazarlar: Özcan ÇIRAK
Etiketler: Klinik Mühendislik, İş Sağlığı ve Güvenliği, Tıbbi Cihaz Güvenliği, Hastane Risk Yönetimi, Biyomedikal Mühendislik
  • İş Sağlığı Ve Güvenliğine Klinik Mühendislik Açısından Bakış